Ülke
Yüzey alanı
Koleksiyonlar
Mimar
Segment
Başka proje resimleri
Kullanılan ürün
Oymalı halılar içinde çalışmak
Regionale Sociale Dienst (RSD) binasının yeni resepsiyon ve ofis alanları hem müşteriler hem de çalışanlar açısından onların zindeliğini birinci sıraya koyan pozitif bir mekana dönüştürüldü. Yüzey dokusu ve renk ile yapılan yenilikçi oyun sayesinde tüm unsurları dokunarak algılanan ve dinamik bir beraberliğe entegre eden bir oyma desen oluşturuldu.
Merkezi Hollanda'da bulunan bir sosyal hizmet kuruluşu olan Regionale Sociale Dienst (RSD), insani boyuta giderek daha fazla odaklanan bir kuruluşa dönüşürken, çalışma ortamlarının artık kendi iş etiklerine uymadığını fark ettiler. Mimar Helga Snel ve ekibi eski derilerini değiştirmelerine yardım ettiler ve onların ihtiyaçlarına göre inşa edilmiş yeni bir ortam tasarladılar. İki farklı dönemde, resepsiyon alanı ve çalışma mekanının bir kısmı yenilendi. Yeni çalışma yöntemlerini tam olarak kavramak için, Helga Snel'in Mimarları çalışanlarla görüşme imkanının tanındığı çok sayıda workshop organize etti. Sonunda, RSD’nin yeni geliştirdiği kimliğin kökenine indiler ve tasarımın ana prensiplerini formüle edebildiler. Bu hem müşteriler hem de çalışanlar açısından onların mutluluğunu ve duygularını birinci sıraya koyan pozitif bir mekana yol açtı. Karo halılar bu mesajın aktarılmasında temel bir rol oynadığı kesin.
Resepsiyon alanı: sakin ve samimi bir mekan
Yenileme işlemleri yapılmadan önce RSD'nin resepsiyon alanı hiç de davetkar değildi. Uzun bir dizi rehberlik odası gün ışığını kapatıyor ve dış dünyayla bağlantıyı kesiyordu. Yapılan workshop'larda RSD'nin daha insancıl bir atmosfer yaratmak istediği belli oluyordu. Müşterilerin huzurlu olduğu güvenli bir ortam. Meydana gelen tasarım hafif pastel renkleri, doğal meşe ahşabını ve şık karo halıları bir araya getiriyor. Zarif yapılı DSGN Absolute karo halılar sıcak ve samimi bir atmosfer ile mükemmel eşleşmektedir. Rehberlik odalarına gelince, uzun bir dizi meydana getirmek yerine bunlar şimdi resepsiyon alanının çevresine serpiştirildi, böylece gün ışının içeri sızmasına ve farklı bir görüşme yapmaya imkan veriyor.
Ofis: toplantı ve birlikte çalışma alanı
İş yeri tasarımıyla ilgili yaklaşım biraz daha farklı oldu. Sakin ve huzurlu bir ortam oluşturmak yerine, yeni ofis mekanının ana prensibi kullanıcıları hareket ettirmek, toplanmalarını sağlamak ve onlara işbirliği yaptırmaktı. Daha önce çalışanlar arasındaki iş harici görüşmeler koridorlarda olmak zorundaydı, çünkü kapalı ofis hücreleri birbirleriyle buluşmaktan kaçınmalarına yol açıyordu. Yapılan workshop'larda, RSD çalışanları bu yüzden daha dinamik ve harekete geçirici bir çalışma ortamı talep ettiklerini ifade etmişlerdi. Buna ulaşmak için eski kahve renkli halılar rengarenk ve yenilikçi bir 3D konseptiyle değiştirildi. Bu tasarım çeşitli renklere ve dokulara sahip çok sayıda farklı karo halı koleksiyonunu bir araya getirerek canlı ve dokunarak algılanan bir ortam oluşturuyor.
Çeşitli yüzeylere sahip 6 koleksiyon birlikte kullanıldı ve mekana daha zengin bir doku vermek üzere eşleştirildi.
- Helga Snel, mimar
Oyma halılar içinde çalışma
Kısıtlı ve yaratıcılıktan uzak ofis hücrelerinin tersine, Helga Snel hareket ve irtibat hissi veren üç boyutlu bir ortam yaratmak istiyordu. Bu bakımdan, yerleşim planı ofis mobilyalarıyla birlikte bir 3D tasarım olarak okunmalıydı.
Mobilya konusunda, Helga Snel Architects, Hollandalı sanatçı Esther Tielemans ile çalıştı. ‘The Performance’ adlı enstalasyonundan ilham alınarak seçilen RSD mobilyaları şekil ve renk oyunları yaparak izleyicinin deneyimi ile de oynamakta. Ardı ardına değişen şekiller ve kabartılar ile karo halılara uygun renkli paneller izleyiciyi içine çeken bir 3D tasarımı meydana getiriyor. “İnsanlar oymaların içinde çalışıyor,” diye açıklıyor Helga Snel. Çalışma mekanı artık durgun olmaktan çıkıyor ve momentum kazanıyor. Çalışanlar da kendilerini daha hareketli ve enerjik hissediyorlar.
Açık mekanın tamamında çeşitli 3D oymalar çeşitli renk tonlarında oluşturularak birbirinden farklı alanları belirtiyor. Canlandırıcı maviler ve morlardan hayat dolu kırmızılar, sarılar ve turunculara kadar seçilmiş olan karo halılar doku ve renk tonunda kontrast yaratmak açısından çok önemli. “Karo halılar çok çeşitli renkler ve dokuları çok fazla kesme kaybı olmadan bir araya getirme imkanı veriyor,” diye ifade ediyor Helga Snel. Tüm bu canlılık ve enerjiye karşılık, tüm alanları birbirine adapte eden tarafsız bir renk olarak minituft koleksiyonu Grind seçildi.
Dokularla oynaşma
Renklerden sonraki aşamada bu iş yeri tasarımı dokularla ilginç bir oyunu ortaya koyuyor. Karo halılarla ilgili olarak çeşitli yüzeylere sahip 6 koleksiyon birlikte kullanıldı ve mekana daha zengin bir doku vermek üzere eşleştirildi. Çok renkli kırkyamalar arasında kullanılan Grind, karakteristik bir granüllü yapıya sahip minituft bir karo halıdır. Bu pürüzlü görünüme zıt olarak Cambridge kesik havlı bir halının aşırı yumuşaklığına sahiptir. Alpha, Step ve Millennium Nxtgen ise alacalı bir bukle halı dokusuna sahip. Son olarak Fashion& koleksiyonu cesur renklerde lineer bir yapı getiriyor.
Fakat 3D tasarımın dokunmaya yönelik özelliklerine katkı yapan sadece bu halılar değil. Aynı zamanda ahşabın görünümü (şeffaf beyaz kaplamalı Şili Arokaryası ahşabı), bitkilerin doğal dokusu ve hatta lambaların ağ şeklindeki yapısı daha fazla dokusal kontrast ekliyor.
Sonunda çalışma konusunda yeni bir yaklaşım meydana getiriliyor. Mobilya, ortam ve insanlar karşılıklı bağlılık ve dinamizm ilhamı veren bir sanat eserine entegre edilmiş oluyor.